19 Şubat 2020 00:22

Yasin Özçil; “İhracat ile Yükselen Beykoz”

Aslında bu yazıyı yazmamın 1 yıllık bir mazisi var. Herşey   “Abril” adlı meksikalı bir dostumun bana Paşabahçe markalı bir vazonun fotoğrafını göndermesi ile başladı. Beykoz’u anımsatan ve global pazara sunulan bir ürün Mexico city’e ulaşmıştı ancak artık Beykoz ile zerrece ilgili yoktu. Artık Avrupalı  diyebileceğimiz bir trendmark olan “Paşabahçe” global pazarda müşteri buluyor, peki biz […]

Aslında bu yazıyı yazmamın 1 yıllık bir mazisi var. Herşey   “Abril” adlı meksikalı bir dostumun bana Paşabahçe markalı bir vazonun fotoğrafını göndermesi ile başladı. Beykoz’u anımsatan ve global pazara sunulan bir ürün Mexico city’e ulaşmıştı ancak artık Beykoz ile zerrece ilgili yoktu. Artık Avrupalı  diyebileceğimiz bir trendmark olan “Paşabahçe” global pazarda müşteri buluyor, peki biz nerede hata yapıyoruz ? Neden Beykoz’umuza katma değer katacak hiçbir şeyimiz yok !


Mesleğim icabı sürekli üretim ve satış üzerine düşünmek durumundayım. Malumunuz artan dolar kuru nedeniyle, ihracat ülkemiz için başlıca hedefler arasında ve bizlerde bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Geçtiğimiz hafta Kayseri’de Kayseri Ticaret Odası-Worldef-ORAN Kalkınma Ajansı iş birliği ile düzenlenen E-İhracat zirvesine katıldım. Bir ürünün Dünya’nın her yerine E-Ticaret yoluyla ve çeşitli gümrük prosedürlerinden muaf tutularak ulaşmasının yollarını konuştuk. Artık Dünya’nın öbür köşesine ulaşmamız sadece uluslararası ödeme sistemleri ve lojistik firmalarına entegre olacak APİ’lere sahip bir E-Ticaret sitesi ile mümkün, 800 $ altı olan gönderiler Micro İhracat olarak kabul görüyor ve ABD gibi geniş bir pazara gümrükten muaf olarak ulaşabiliyor.

Beykoz’umuz da el yapımı cam işçiliği,ahşap işçiliği gibi “Handmade” ürünler üretilmektedir. Bu ürünler iç pazarda katma değerli bir ürün haline gelemiyor ancak uygun bir dijital pazarlama ortamı ile global pazara açılabilir ve devasa bir istihdam alanı doğurabilir. Sayın Başkan Murat Aydın Bey seçim döneminde Riva’yı yazılım üssü yapabiliz demişti, evet tam zamanı gelin “Beykoz” trendmark’ını “Paşabahçe” gibi global bir marka haline getirelim ama kaybetmeyelim, gelin Beykoz’umuzu gençleri dijital pazarlama ve E-İhracat alanında kariyerlerini sürdürsün ve geliştirecekleri altyapılar ile Yapay Zeka, Blockchain, VR, AR gibi teknolojileri Dünya’ya ihraç etsin.

Ben siyasete inanmıyorum, Beykoz’un geleceği de Türkiye’nin geleceği gibi siyasete bağlı değildir. Siyaset hamaset, bilim ve teknoloji ise gelecektir. Sevgili hemşerilerim; Beykoz imar kavgalarının olduğu, İstanbul’un tüm ulaşım entegrasyonlarından uzak bir yer olmayı haketmiyor. Beykoz’u bir Silicon Valley yapmamamız için sebep yok, mücadelemizi sürdürelim.

Not: 22 Şubat tarihinde Türkiye’nin İlk İnsansı Robot fabrikasına Konya Akın Robotics fabrikasına gideceğim. Hayalim bir gün Beykoz’da da bu robotları üretmek, benim hayalimi paylaşan tüm hemşerilerime selam olsun.