27 Haziran 2020 16:50
Sema Şahan Meydan – Ayasofya
Sema Şahan Meydan – Ayasofya
“Kim Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse…
Allâh’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN”, diyordu büyük alim Fatih ünlü Ayasofya vakfiyesinde. Ama kaderin cilvesine bakın ki, 481 yıl boyunca ezan sesinin dinmediği bu müthiş mabed 1934 yılında kapatıldı.
Günümüzde sadece Ayasofya’nın Sultan Abdulmecid döneminde ek olarak yapılan kısmında ibadet edilebilmektedir, ancak bu binanın camii ile bağlantısı kesilmiş durumdadır.
Ayasofya elbet birgün ibadete açılacaktır.
Fatih’in fetihle birlikte İslam alemine hediye eylediği camiyi müzeye çevirmek ve hala müze olarak kalmasını istemek “Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’nin de ifade etmiş olduğu gibi;
Gizli Bizans lobisinin, batı hayranı yerli işbirlikçilerin dış kaynaklı tazyik ve telkinlerle mukaddesat irademizi yıpratma, mabetlerimizi sorgulama ve itibarsızlaştırma hamleleri son günlerde yoğunlaşsa da beyhudedir.
Ezan sesinden irkilen çevrelerin hangi karanlık özlemlerle yanıp tutuştukları basiret ve vicdan sahibi her insanımızın mahsusen farkında olduğu bir husustur.
Ayasofya Camisi’nin maddi ve manevi mülkiyet hakkı 567 yıldır Türk milletinin zimmet ve zilyedindedir.”
Ezan sesine hasret Fatih’in yetimi Ayasofya da ezan sesi yükselmesinin tam vaktidir. Devletin kendi kayıtlarında cami olarak görünen mukaddes mekan Ayasofya’nın tekrar cami olarak ibadete açılması ikinci bir fetih olacaktır BİİZNİLLAH.
Farkında olmak zorundayız. Ferd Ferd her Türk evladının görevi yanlışı görünce uyarmak doğru için gereken bedeli ödemektir.
Bir hikaye ile daha net anlatayım meramımı;
Paris’e gitmek üzere hareket eden yolcu uçağı bir türlü havalanamamıştır. Yolcular Paris’in hayalini kurarken “Şimdi Şanzelize’de hayat nasıldır? Eyfel’de akşam yemeği yemek için sabırsızlanıyorum” tarzında şeyler söylemektedir.
Ama bir türlü uçağın yerde ilerleyen halini kendilerine dert edinmemişlerdir. Derken önlerine çıkan büyük bir binaya çarpma tehlikesi baş gösterince yolculardan biri durumu farkeder ve İMDAATT!!! BİNAYA ÇARPACAĞIZ!!! KAPTAANN DİKKAT ET!!! diye bağırır.
Bu feryadın üzerine yolcular hep birden bağırırlar, kaptan birden kendine gelip uçağı havalandırır ve kazadan kılpayı kurtulurlar. Bunun üzerine kaptan yardımcı pilota döner ve şöyle der:
“Birgün hiç bağırmayacaklar ve hepimiz öleceğiz.” Bağıralım ey gençlik. Bağıralım ki, yarın mahşerde bu emanete sahip çıkmadık diye bize bağırılmasın.
Bildiğiniz üzere Allah rızası için harcanan her kuruşun karşılığı, ahirette kat ve kat alınacaktır. Örneğin bir kişi cami yapımına destek olup, o muhitte Allah’ın zikredilmesine vesile olmuşsa, belki orada yapılacak bütün ibadetlerden kendisi de bir pay alacaktır. Çünkü Allahu Teala’nın hazinesi o kadar geniştir ki, bu hazineden vermekle hiçbir şey eksilmez ve Rabb’im vermeyi, mutlu etmeyi en çok sevendir. Buradan yola çıkarak Ayasofya’nın ibadete açılmasına destek olmak, yeni bir cami açmak gibi güzel bir iş yapabilmektir diyebiliriz. Ayasofya’da bundan sonra yapılacak bütün ibadetlerden sevap anlamında faydalanabiliriz. Hatta bu çabalar aynı o mabedin cami yapılmasına vesile olanların, yani “İstanbul’u fetheden asker ne güzel askerdir” müjdesine nail olanların zümresine bizleri dahil edebilir(En azından bu beklenti ile o muazzam ordunun yaptığını yapmaya, Ayasofya’yı tekrar camiye çevirmeye çalışabiliriz)
Böyle karlı ticareti Allah her kula nasip etmez.
Gelin bu kardan istifade edelim. Gelin milletin gönlüne tercüman olalım.
Çünkü bu necip millet tek yürek olmuş Ayasofya’da ezan sesi istiyor. Şu çok iyi bilinsin ki, zulme karşı susan dilsiz şeytandır ve bu millet bu zulme sessiz kalmayacaktır…
‘Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.’(Bakara-114)