7 Nisan 2021 13:51

Barış Kanbur – Beykoz’un Pablo Eskobar’ı!

Barış Kanbur – Beykoz’un Pablo Eskobar’ı!

Barış Kanbur – Beykoz’un Pablo Eskobar’ı!

Diyarbakır’da ocağı tütmeyen ev var mı diye gece yarısı tek başına şehri gezen bir Emniyet Müdürü vardı. Şehit Ali Gaffar Okan. Mekânı cennet olsun.

Halka olan yakınlığı ve bitmek bilmeyen enerjisi ile bilinirdi. Siyasi her türlü teklifi reddetti. Süper Vali lakabını almıştı. Vali Recep Yazıcıoğlu… Mekânı Cennet olsun.

Kolay değildir güçlü bir partinin altına sığınmadan bağımsız aday olabilmek. Bağımsız aday olduğu her dönem Sivas’tan Milletvekili seçildi. Fikirleri, mücadelesi ve dürüstlüğüyle Türk siyasetine adını altın harflerle yazdırdı. Bir kez daha Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nu rahmetle anıyorum.

Zamanında herkes ondan korkuyordu. Milletten de yüksek oranda güven oyu almıştı. Hemen hemen her iş yerinde ve evlerde resimleri vardı. Peki son yolculuğuna uğurlandığında kaç kişi yanındaydı Kenan Evren’in?

Ballı ihalelerde adı anılıyordu. AK Parti’nin ilk döneminde en güçlü isimdi. İsmi birçok kez şaibelerle anıldı. Bu sebepten dolayıda parti içi gücünü kaybetti. En son vefat etti. Peki bugün kim anıyor Kemal Unakıtan’ı?

Ya gönüllere gireceksiniz… Ya da günlük menfaatler çerçevesinde ki bir girdabın içinde şahıs olarak kaybolup gideceksiniz. Ama Beykoz’da gönül treni kaçıyor beyler!

Siz mevsimsel güçler etrafında fırdöndü gibi döndünüz. Bu sarhoşluk başınızı o kadar döndürdü ki, bir hanımefendi olan Beykoz Kaymakamı’na topluluk içinde saygısızlık yapacak gücü, kudreti kendinizde buldunuz. Üzülüyorum halinize…

2 satır dilekçe yaz desen yazamaz. İnsanları idare etmek için yüzyüze geldiğini öven, onun sevmediğine söven, her 5 cümlede bir “Ben önceden  Belediye Başkanıydım” diyen bir ruh halinden ve bu kişilik bozukluğuna sessiz kalan bir elin parmağı kadar olan ticari ortaklardan; Beykoz’da, AK Partililer de çok ama çok sıkıldı.

Oysa ki biz ağabeyimizi özledik. Çavuşbaşı’nda hayvanların tezeğini temizleyen, özünden kopmayan, dürüst ve sevecen bir ağabeyimiz vardı. Anadolu çocuğuydu. Küsleri barıştırırdı. Şimdi kendisi herkese küs! Bizler o eski ağabeyimizi çok ama çok özledik.

Peki bu ağabeyimiz neden değişti? Anlatayım… Pablo Eskobar uyuşturucu kaçakçısıydı. Parasını legal göstermek için taksi şirketi kurmuştu. Dünyanın en zengin insanının resmi işi taksicilikti. Yalnız 2 taksisi vardı oysa ki! Bu ağabeyimiz de servisci. Servisle izah edilemeyecek boyutta servete sahip olduğu da ifade ediliyor.

Ballı ihaleler, temizlik işleri, destek işleri, bazı işlerde aracılık, mübarek Kurban organizasyonlarında ki gayri resmi durumlar, farklı borsalarda aracı olmalar ve benzeri yüzlerce şaibeler bu ağabeyimizin yakasında. Yoksa servisten kazanmadıysa kayınpederden mi kaldı?

Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok ama bu kadar soru işaretine rağmen toplumda efelik yapanlara da eyvallah edecek değiliz. Çocuklarınıza bırakacağınız en güzel miras mal, mülk değil “İyi bir Müslümandı, iyi bir insandı, malına haram karıştırmadı” dedirtmek.

Beykoz’da tren kaçıyor beyler…